TıpDil Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi

TıpDil Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi

Ability: Yetenek, kabiliyet, beceri
Abortion: Kürtaj, düşük, bebek aldırma
Absence: Yokluk, bulunmama
Access: Giriş, erişme, geçit
Accord: Uyum, anlaşma, uzlaşma
Account: Açıklama, hesap
Accumulation: Birikim, yığın, toplanma
Addiction: Bağımlılık, tiryakilik
Addictive: Alışkanlık yapan, bağımlılık yapan
Addition: Ek, ilave
Administration: Yönetim, idare, idarecilik
Adolescence: Ergenlik
Adolescent: Ergen
Adulthood: Yetişkinlik, erginlik, reşitlik
Advantage: Avantaj, üstünlük, yarar
Advent: Geliş, varış, varma, gelme
Advice: Öğüt, tavsiye, danışma
Affliction: Üzüntü, dert, ıstırap
Aftermath: Sonuç, akıbet
Agency: Ajans, acente, aracılık
Agenda: Gündem, görüşülecek konular
Agent: Etken, vasıta
Agreement: Anlaşma, antlaşma, pakt, uyuşma
Agriculture: Tarım
Aim: Amaç, gaye, emel
Aircraft: Uçak, uçaklar
Allegation: İddia, sav, bahane
Alloy: Alaşım, karışım
Amount: Miktar, tutar, toplam
Amplification: Büyütme, genişletme, yükseltilme
Apathy: Duygusuzluk, hissizlik, ilgisizlik
Appetite: İştah, afiyet
Aptitude: Yetenek, kabiliyet
Area: Alan, bölge, yüzölçümü
Army: Ordu
Article: Makale, yazı
Aspect: Görünüş, görünüm, durum
Assessment: Değerlendirme
Association: Birleşme, ortaklık, işbirliği, dernek
Assortment: Sınıflandırma, ayırma; çeşitlilik
Assumption: Farz etme, sanı
Attention: Dikkat, ilgi, bakım
Attitude: Durum, tavır, vaziyet
Audience: İzleyici, dinleyici
Author: Yazar
Availability: Müsait olma, geçerlilik, mevcut olma
Background: Özgeçmiş, geçmiş deneyimler
Base: Kök, temel, dayanak
Basis: Temel, esas, kaynak
Battery: Batarya, akü, pil
Battlefield: Savaş alanı
Bay: Körfez, koy
Behalf: Adına
Behaviour: Tavır, davranış, hareket
Belief: İnanç, iman, güven
Beneficiary: Yararlanan kimse; hak sahibi
Benefit: Yarar, fayda, çıkar
Benign: İyi huylu, sevecen, iyi kalpli
Bias: Önyargı, peşin hüküm
Blood: Kan; kan bağı
Bone: Kemik, kılçık
Bottom: Dip, alt
Brain: Beyin
Branch: Dal, şube
Bread: Ekmek
Breakdown: Arıza, bozulma, sorun
Breakthrough: Buluş, atılım
Breath: Nefes, soluk, fısıltı
Bridge: Köprü
Brink: Kenar, kıyı, eşik
Bubble: Kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
Bullet: Mermi
Cable: Kablo, telgraf
Candidate: Aday
Capacity: Kapasite, hacim, verim
Capital: Başkent
Care: İlgi, itina, bakım,özen
Case: Dava, durum, hadise
Cattle: Sığır ve davarlar
Caution: Dikkat, ikaz, uyarı
Cavity: Oyuk, çukur, boşluk
Cement: Çimento
Chain: Dizi, silsile,zincir
Chairman: Başkan, reis
Chamber: Oda, yatak odası, büro
Chance: Olasılık, ihtimal, şans
Charge: Sorumluluk, yükleme, suçlama
Chart: Çizelge, grafik, tablo
Choice: Seçim, seçenek, tercih
Circuit: Devre
Citizen: Vatandaş, yurttaş
Climate: İklim, hava, bölge
Clue: İpucu, iz, işaret, anahtar
Coal: Kömür, maden kömürü
Coincidence: Denk gelme, tesadüf, rastlantı
Colleague: Meslektaş, iş arkadaşı
Column: Kolon; sütun; basamak
Combat: Savaş, mücadele, çarpışma
Comeback: Dönüş, yeniden ortaya çıkma
Community: Cemiyet, cemaat, topluluk
Company: Şirket, arkadaş
Comparison: Karşılaştırma
Compatibility: Uygunluk, bağdaşma
Competition: Yarışma, rekabet
Complication: Karmaşa, zorluk, komplikasyon
Component: Parça, eleman, bileşen
Compound: Bileşen
Comprehension: Anlayış, kavrama, idrak, kavrayış
Concept: Fikir, görüş, kavram
Concern: İlgi, alâka, endişe
Conference: Konferans, kongre, görüşme
Confidence: Güven, inanç, itimat, kendine güven
Conflict: Anlaşmazlık, çekişme, çarpışma,
Confusion: Kafa karışıklığı
Conjunction: Birleşme, bağlaç, konjonksiyon
Consciousness: Bilinç, şuur, idrak, zihin
Consequence: Sonuç
Constipation: Kabızlık, kabız, peklik
Constituent: Bileşen, oluşturan parçalardan her biri
Consumer: Tüketici
Consumption: Tüketim, bitirme, harcama
Context: Bağlam, sözün gelişi, kaynak
Continent: Kıta,
Contrast: Kontrast, zıtlık, tezat, çelişki
Controversy: Tartışma, çekişme, anlaşmazlık
Conversation: Konuşma, görüşme, söyleşi
Conversion: Değiştirme, dönüştürme
Core: İç, öz, çekirdek
Correlation: Bağıntı, ilişki, korelasyon
Corruption: Bozulma, çürüme, yozlaşma, yolsuzluk
Council: Meclis, kurul, konsey, yönetim kurulu
Counterpart: Benzer, eş, meslektaş
Countryside: Kırsal bölge
Courage: Cesaret, yüreklilik, yiğitlik
Court: Mahkeme
Cradle: Beşik, başlangıç
Credibility: Güvenilirlik
Credit: Kredi, geri ödenme
Crick: Adale kasılması, tutulma
Crime: Suç
Crisis: Buhran, kriz, bunalım
Crop: Ekin, ürün, mahsul
Cue: İşaret, başlama işareti, replik
Curricula: Müfredat, öğretim programı
Cushion: Minder, yastık, tampon
Custom: Gelenek, görenek
Dairy: Süthane, mandıra
Dark: Karanlık
Deal: Anlaşma, davranış, pazarlık
Death: Ölüm
Debris: Enkaz, döküntü, yıkıntı
Decade: On yıl
Deceit: Yalan, hilekârlık, düzenbazlık
Decision: Karar, hüküm
Defect: Eksiklik, kusur, noksan, özür
Defence: Savunma, davalı
Deficiency: Eksiklik
Deficit: Hesap açığı, açık, eksiklik
Degree: Derece, lisans, diploma, unvan
Density: Yoğunluk, sıkışıklık; kalınlık
Desert: Çöl, bozkır, ıssız yer
Destiny: Kader, alın yazısı, kısmet
Detail: Ayrıntı, detay, detaylar
Detention: Alıkoyma; gözaltına alma, tutuklama
Device: Alet, hile, oyun; arma
Diagnosis: Teşhis, tanı, belirtme
Dilemma: Çıkmaz, ikilem
Disaster: Felaket
Discomfort: Sıkıntı, rahatsızlık, huzursuzluk
Discovery: Keşif, buluş
Discrimination: Ayrıcalık yapma, fark gözetme,
Disease: Hastalık, rahatsızlık
Disfavor: Beğenilmeme, hoşlanılmama
Disorder: Keşmekeş, kargaşa, karışıklık
Disrepute: Kötü şöhret, adı çıkmışlık, itibarsızlık
Disruption: Kesilme, bozulma, parçalanma
Distance: Mesafe, uzaklık
Distribution: Dağıtım, dağılım, yayılma,
Diversity: Farklılık, başkalık, çeşitlilik
Division: Bölme, ayırma
Document: Doküman, belge
Donor: Bağışta bulunan kimse, verici
Dormancy: Uyku hali, uyuşukluk
Doubt: Şüphe, kuşku, tereddüt
Draft: Müsvedde, taslak
Drought: Kıtlık, darlık, kuraklık
Drug: İlaç, uyuşturucu madde
Duct: Tüp, boru, kanal
Duration: Süreç, süre, süreklilik, devam
Dust: Toz, toz toprak
Earth: Dünya, yeryüzü, toprak, kara
Earthquake: Deprem
Edge: Kenar, uç, ağız
Education: Eğitim
Effect: Etki, tesir, netice
Effort: Çaba, gayret, girişim
Emergency: Acil durum, acil vaka
Emotion: Duygu, his, heyecan
Empire: İmparatorluk
Endurance: Dayanma, sabır, tahammül
Enemy: Düşman
Enforcement: Zorlama, uygulama, yürürlüğe koyma
Enquiry: Soruşturma, sorgu, soru
Enthusiasm: Gayret, heyecan, şevk
Entry: Giriş, kayıt
Environment: Etraf, ortam, çevre
Equilibrium: Denklik, denge, tarafsızlık
Equipment: Donanım, teçhizat
Error: Yanlış, hata, yanlışlık
Essence: Öz, esas, esans
Event: Olay, hadise, vaka, hal
Evidence: Tanık, delil, kanıt
Evolution: Evrim, gelişim, açılma
Excess: Aşırılık, aşırıya kaçma, fazlalık
Exclusion: Hariç tutma, dışında bırakma
Expansion: Genişleme, gelişme, büyüme
Expectation: Umma, beklenti, umut
Expenditure: Masraf, harcama
Expense: Harcama, masraf, gider
Experience: Tecrübe, deneyim, pratik
Explosion: Patlama, infilak, ateş alma
Exposure: Poz, kare
Extension: Uzatma, genişletme, artırma
Extent: Alan, boyut, kapsam
Extinction: Soyunun tükenmesi
Eyesight: Görme yeteneği, görüş uzaklığı
Facilities: Kolaylıklar, imkânlar, tesisler
Faith: İnanç, güven, iman, sadakat
Fate: Kader, kısmet, alın yazısı
Fatigue: Yorgunluk, zahmet
Fault: Hata, yanlış, kabahat
Fever: Ateş, humma, hararet
Fiber: Lif, fiber, iplik, tel
Fiction: Düş, uydurma, kurgu
Field: Tarla
Figure: Figür, şekil, vücut yapısı, tip
Flavour: Tat, lezzet, koku
Flaw: Kusur, defo, hata
Flesh: Et, vücut, beden
Flexibility: Esneklik
Flu: Grip
Fluid: Sıvı, akışkan
Folk: Halk, ahali, insanlar
Foundation: Kuruluş, tesis, kurum, temel
Frame: Çerçeve, çatı, şasi
Frontier: Sınır, hudut
Fuel: Yakıt, yakacak, benzin
Fund: Fon, sermaye, para kaynağı
Gap: Boşluk, aralık, açıklık
Gasoline: Benzin
Gender: Cinsiyet, cins
Germ: Mikrop, bakteri, virüs
Gestation: Gebelik süresi, gebelik dönemi
Glue: Yapıştırıcı, zamk, tutkal
Goal: Amaç, hedef, gol
Government: Hükümet, devlet, idare
Grade: Derece, aşama, basamak
Grain: Tane, tahıl, tanecik, zerre
Greed: Hırs, açgözlülük, oburluk
Grief: Acı, üzüntü, dert
Ground: Yer, toprak, kara
Guidance: Rehberlik, kılavuzluk, yol gösterme
Habit: Alışkanlık, adet, huy
Habitat: Doğal ortam, yetişme ortamı
Harbour: Liman
Hazard: Risk, tehlike
Health: Sağlık, sıhhat, sağlık durumu
Heat: Sıcaklık, hararet, ısı
Hint: İma, ipucu, tavsiye, fikir
Housing: Barınma, konut, konumlandırma
Humidity: Nem, rutubet
Humour: Mizah, gülünçlük, komik
Hurricane: Kasırga, fırtına
Identification: Tanıma, teşhis, kimlik
Illness: Hastalık
Immunity: Bağışıklık, muafiyet, ayrıcalık
Immunization: Bağışıklık kazandırma, aşılama
Impact: Darbe, etki, şok
Implication: İma etme, bulaştırma, içerme
Improvement: İlerleme, gelişme
Incidence: Rastlantı, tesadüf, isabet, olma oranı
Incident: Olay, hadise
Income: Gelir, kazanç, bütçe
Individual: Kişi, birey
Infancy: Bebeklik, çocukluk
Infant: Bebek, çocuk
Inflation: Enflasyon, şişkinlik, şişirme
Infrastructure: Altyapı
Injection: Enjeksiyon, iğne
Injury: Yara, zarar, hasar
Innovation: Yenilik, değişiklik, icat, buluş
Inquiry: Sorgu, soruşturma, anket
Insect: Böcek
Instance: Örnek, misal, durum
Insulin: Ensülin
Integrity: Tamlık, bütünlük, sağlamlık
Intellect: Akıl, zihin gücü, idrak kabiliyeti
Intensity: Şiddet, gerilim, güç, yoğunluk
Intention: Niyet, maksat, plan
Interaction: Etkileşim, birbirini etkileme
Interest: İlgi, çıkar, faiz
Interval: Ara, aralık, süre, mesafe
Intestine: Bağırsak
Investment: Yatırım
Isolation: Ayırma, izolasyon, ayrı durma
Jam: Reçel
Journal: Bülten, gazete, dergi
Journey: Yolculuk, seyahat, gezi
Knowledge: Bilgi
Labour: Hizmet, emek, işgücü
Lack: Eksiklik, noksan, yokluk
Land: Kara, toprak, memleket, arazi
Landscape: Manzara
Layer: Tabaka, katman
Leisure: Boş vakit, uygun zaman
Liability: Sorumluluk, olasılık
Liberty: Özgürlük
Likelihood: Olasılık, ihtimal
Line: Hat, çizgi
Liquid: Akıcı
Liver: Karaciğer
Lung: Akciğer, ciğer
Luxury: Lüks
Majority: Çoğunluk
Male: Erkek
Malnutrition: Yetersiz beslenme, beslenme bozukluğu
Management: Yönetim, idare
Mankind: İnsan soyu, insanlık, erkekler
Manner: Davranış, tutum, tavır, şekil
Manure: Gübre
Mask: Maske
Member: Organ, üye
Migration: Göç, göçme
Mind: Akıl, us, zihin, bellek
Minister: Bakan, vekil
Minority: Azınlık, azlık
Misery: Sefalet, yoksulluk, acı
Mistake: Yanlış, hata
Mood: Ruh hali, hava
Morale: Moral, manevi güç, maneviyat
Mortality: Ölümlülük, ölüm oranı
Motion: Hareket, devinim, önerge
Muscle: Kas, adale
Narrative: Hikâye, öykü, hikâye anlatma
Nation: Millet, ulus
Notion: Kavram, fikir, görüş
Nuisance: Sıkıntı, dert, belâ, baş belâsı
Nutrient: Gıda, besleyici madde,
Nutrition: Besin, gıda, beslenme
Obesity: Şişmanlık, aşırı şişmanlık
Observer: Gözlemci
Obstacle: Engel, mani
Odd: Acayip, tuhaf, garip
Odour: Koku
Offspring: Ürün, çoluk çocuk
Operation: Cerrahi müdahale, operasyon, ameliyat
Opinion: Fikir, düşünce, kanı
Opponent: Aleyhtar, düşman, rakip
Opportunity: Fırsat, uygun durum, şans
Organization: Organizasyon, örgüt, örgütlenme
Orientation: Oryantasyon, uyum sağlama
Origin: Kök, köken, başlangıç
Outbreak: Patlak verme, salgın, isyan
Outcome: Sonuç, son
Outlay: Harcamalar, giderler, harcama
Outlook: Görünüm, görünüş, görüntü,bakış açısı,görüş açısı
Output: Çıktı, çıkış gücü, verim, üretim
Outset: Başlangıç, baş
Pair: Eş, çift
Paradox: Mantıkla çelişen ama doğru olan söz, paradox
Pattern: Örnek, eşantiyon, şablon
Peak: Zirve, doruk, tepe
Percentage: Yüzde, yüzdesi, oran
Perception: Algılama, idrak, algı
Performance: Gösteri, oyun, performans
Pesticide: Böcek zehri, zararlı bitki zehri
Phase: Safha, evre, faz, aşama
Phenomenon: Olgu, fenomen, algılanabilen şey
Phrase: Deyiş, ifade, tabir
Plot: Komplo, entrika, fesat
Policy: Politika, siyaset
Politician: Politikacı, devlet adamı
Pollution: Kirlenme, kirletme
Pool: Havuz, gölcük, gölet
Population: Nüfus
Portion: Porsiyon, pay, hisse, parça
Possibility: Olasılık, ihtimal, olanak
Poverty: Yoksulluk, fakirlik
Practitioner: Pratisyen, doktor
Precaution: Önlem, tedbir
Preference: Tercih, yeğ tutma
Premium: Prim, ödül, ikramiye, kâr payı
Prescription: Reçete, ilaç yazma, emir
Presence: Varlık, varoluş, tavır
Pressure: Baskı, zorlama, sıkıntı
Prestige: Prestij, saygınlık, itibar
Prey: Hayvanın avı
Price: Fiyat, bedel, paha, eder
Prince: Prens, şehzade, hükümdar
Principle: Prensip, ana, esas
Priority: Kıdem, öncelik
Privilege: Ayrıcalık, imtiyaz, dokunulmazlık
Prize: Ödül, mükâfat, ikramiye
Probability: Olasılık, ihtimal
Procedure: Prosedür, işlem, usul, muamele
Process: Yöntem, işlem, süreç
Product: Ürün, mahsul, sonuç
Production: Üretme, üretim, yapım
Profession: İş, uzmanlık alanı, meslek
Profile: Profil, yüzün yandan görünüşü, kesit
Profit: Kâr, kazanç, getiri
Project: Proje, tasarı, plan
Proliferation: Çoğalma, üreme, tomurcuktan üreme
Promotion: Reklâm, tanıtım, terfi, artırma
Proof: Kanıt, delil, ispat
Property: Eşya, emlâk, mal, mülk
Proportion: Oran, nispet, pay, kesim
Proposal: Öneri, teklif, evlenme teklifi
Protagonist: Kahraman (hikâye), elebaşı
Protection: Koruma, muhafaza, himaye
Proximity: Yakınlık, yakın olma
Psychology: Psikoloji, ruhbilim, ruh hali
Public: Kamu, kamusal, halk
Publicity: Tanıtım, tanıtma, reklâm
Pulse: Nabız, nabız atışı
Purpose: Amaç, maksat, niyet
Quality: Nitelik, kalite, vasıf
Quantity: Nicelik, miktar, sayı
Quarantine: Karantina
Quarter: Çeyrek, dörtte birlik bölüm
Queen: Kraliçe, sultan, sevgili,
Questionnaire: Anket, soru kâğıdı, soruşturma
Rabies: Kuduz
Race: Irk, döl, soy, nesil
Radiation: Işın, yayılma, radyasyon
Rage: Öfke, gazap
Range: Sıra, dizi, mesafe
Rate: Oran, kur, rayiç,ücret,fiyat
Ray: Işın, ışık huzmesi, iz
Reaction: Tepki, reaksiyon
Reality: Gerçeklik, realite, gerçek
Recession: Gerileme, durgunluk
Recipient: Alıcı, alan kimse
Record: Rekor
Recovery: İyileşme, düzelme
Reduction: İndirim, düşürme, azalma
Regime: Rejim, yönetim şekli, düzen
Region: Bölge, yöre
Regulation: Düzenleme, düzene sokma, ayarlama,yasa,yönetmenlik
Reinforcement: Takviye, destek, güçlendirme
Relation: İlişki, bağlantı, akraba
Relationship: İlişki, ilgi, bağ
Relative: Akraba, yakın, hısım
Relief: Rahatlama, sıkıntıdan kurtulma
Remedy: İlaç, tedavi, deva, çare
Reputation: Ün, ad, şöhret, itibar
Resort: Dinlenme yeri, mesire, tatil yeri
Resource: Kaynak, çare
Response: Cevap, yanıt, tepki
Responsibility: Sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük
Result: Sonuç, netice, son
Revelation: Açığa çıkarma, vahiy
Revolution: Devir, devrim, ihtilal
Reward: Ödül, mükâfat
Role: Rol
Roof: Çatı, dam, motor kapağı
Root: Kök, köken, kaynak
Route: Rota, yol, hat, güzergâh
Row: Sıra, dizi
Safety: Güven, güvenlik, emniyet
Sale: İndirim, satış
Sample: Örnek, eşantiyon, numune
Satisfaction: Tatmin, memnuniyet, hoşnutluk
Scale: Ölçek, kefe, terazi gözü
Scar: Yara izi, iz, çizik
Schedule: Tarife, şift, program
Science: Bilim, ilim, fen
Scientist: Bilim insanı, bilgin
Scope: Kapsam, niyet, amaç
Sculpture: Heykel, heykelcik, heykeltıraşlık
Section: Kesim, bölüm
Sector: Sektör, işkolu, bölge
Security: Güvenlik, emniyet
Segment: Parça, kesim
Segregation: Ayrılma, ayrım, ırkçılık
Sensation: Duyu, duygu, his, algı, hissetme
Sequence: Dizi, seri, sıra, art arda sıralama
Service: Servis, hizmet, görev
Session: Dönem, oturum, akademik yıl
Sewage: Lağım suyu, lağım pisliği, kanalizasyon
Sheet: Çarşaf
Shell: Kabuk, deniz kabuğu
Shortage: Yokluk, eksiklik, açık, kıtlık
Sickness: Hastalık, bulantı
Sight: Görme, görme yeteneği, görüş
Significance: Anlam, önem
Similarity: Benzerlik
Skill: Beceri, ustalık, hüner
Skin: Cilt, deri
Skull: Kafatası, kurukafa
Snack: Aperatif, hafif yemek
Soil: Toprak
Solid: Katı, sert, sağlam
Solution: Çıkar yol, eriyik, çözüm
Sort: Tür, çeşit, sınıf
Soul: Ruh, can, gönül
Source: Kaynak, kaynakça, memba
Space: Mekân, aralık, mesafe, yer
Span: Mesafe, an, kısa süre
Specialist: Uzman doktor, uzman
Specialization: Uzmanlaşma, ihtisas
Species: Çeşit, tür, cins
Spectrum: Spektrum, tayf
Sphere: Küre, yuvarlak, yerküre
Spirit: Ruh, can, maneviyat
Spite: Nispet, kin, garez,inat
Spot: Nokta, benek, leke
Square: Kare
Staff: Personel, kadro, kurmay
Starvation: Açlık, açlıktan kıvranma
Stature: Endam, önem, kişilik
Stem: Sap, gövde
Stimulus: Dürtü, uyarıcı
Stock: Stok, malzeme, sermaye, varlık
Stomach: Mide, karın, iştah
Storage: Depo, ambar, depolama, saklama
Store: Dükkan
Storey: Kat
Story: Hikâye, öykü, masal
Strain: Özellik, soy, ırk, yük
Strategy: Strateji, taktik, savaş bilimi
Stream: Akarsu, çay, dere, akın
Strength: Güç, kuvvet, derman
Stretch: Uzatmak, germek, yaymak
Strike: Grev
Structure: Yapı, bünye, bina
Subconscious: Bilinçaltı
Submarine: Denizaltı
Substance: Madde, cisim
Substitute: Yerine geçirmek, yerini almak
Substitution: Yerine geçme, yer değiştirme, değişiklik
Success: Başarı
Successive: Üst üste olan, peş peşe, ardışık
Suicide: İntihar, intihar eden kimse
Sunlight: Güneş ışığı
Supplement: Ek, ilave, tamamlayıcı
Supremacy: Üstünlük, büyüklük, egemenlik
Surface: Yüzey, dış görünüş
Surge: Taşma, kabarma, dalgalanma
Surgeon: Cerrah, operatör
Surgery: Cerrahlık, ameliyathane
Surveillance: Gözetim, gözetleme, gözaltı
Sympathy: Sempati, sevgi, ilgi, acıma
Symptom: Semptom, bulgu, belirti
Synthesis: Sentez, bireşim
Talent: Marifet, yetenek, kabiliyet
Target: Hedef, nişan, amaç
Task: Görev, iş, külfet
Team: Grup, ekim, takım
Technique: Teknik, yöntem, usul
Tendency: Eğilim, meyil
Tension: Gerilim, gerginlik
Term: İfade, dönem, koşul
Terrain: Yer, arazi
Thread: İplik, tel, lif
Threat: Korkutma, tehdit, gözdağı
Threshold: Eşik, eğik
Tissue: Doku, ince kumaş, ince kâğıt
Topic: Konu, mesele, mevzu
Track: İz, patika, koşu yolu
Tract: Sistem
Trade: Ticaret, iş, alım satım
Tragedy: Trajedi, facia, felaket
Trait: Özellik, kişisel özellik
Treatment: Tedavi, davranış
Tremor: Çarpıntı, sarsıntı, titreme
Trend: Eğilim, yön, gidiş
Trial: Mahkeme, duruşma
Truth: Gerçek, hakikat, doğruluk
Unemployment: İşsizlik
Union: Sendika, birlik
Vaccine: Aşı
Validity: Geçerlik, yasallık, sağlamlık
Value: Değer, kıymet, önem
Vapour: Buharlaşma
Variety: Çeşitlilik
Vein: Toplardamar, damar
Vessel: Damar, kanal, gemi
Violation: Bozma, ihlâl etme, riayet etmeme
Violence: Şiddet, zorbalık
Visibility: Görünebilme, görünürlük, görüş mesafesi
Vision: Görme, vizyon, görme gücü
Wage: Ücret, haftalık, maaş
Water: Su
Wheat: Buğday
Wilderness: Kır, çöl, sahra, el değmemiş yer
Will: Azim, irade, istek, arzu
Wire: Telden yapılmış, tel
Wisdom: Akıl, akıllılık, bilgelik
Wound: Yara, bere
Wrist: Kol bileği
Zone: Bölge, kuşak, mıntıka

Ücret İadeli Eğitim Modeli

Bizimle çalıştınız ve istediğiniz skoru alamadınız, o zaman ödemiş olduğunuz tüm ücreti size kesintisiz olarak iade ediyoruz. Üstelik bunu resmi garanti belgesi ile yapıyoruz.

% 100 Başarı Garantili Eğitim

Mevcut İngilizce seviyeniz, hedeflediğiniz puan ve sınava gireceğiniz tarihe göre ayarlanmış sadece size özel bir eğitim modeli düşünün. Üstelik hiçbir sınırlama olmadan kendi hızınızda 7-24 online çalışma imkanı.

tipdil Ders Örnekleri

Önce Tüm Sistemi Keşfet!

Demo eğitim videolarımızı izleyerek eğitim kalitemizi satın almadan önce keşfedebilirsiniz. Ayrıca ücretsiz üye olarak çalışma sistemimizi deneyebilirsiniz.

HEDEFLEDİĞİNİZ SKORA ULAŞAMAZSANIZ ÖDEDİĞİNİZ ÜCRETİN TAMAMINI HEMEN İADE EDİYORUZ!